“Beş duyuyu veya herhangi araç kullanmadan duyguların zihinden zihne gönderilmesi” şeklinde tanımlanmış telepati olgusu her ne kadar bize uzak görünse de günlük hayatta gerek atasözleri ile gerekse başka isimler altında sürekli kullanıyoruz. Düşündüğünüz biri o anda sizi aradığında “kalbim temizmiş” veya “kalp kalbe karşı” gibi deyimlerle mesela…
Tavlada da oyunun kritik yerlerinde lazım olan joker zarın ve size anti jokerin peşpeşe gelme ihtimalini düşündüğümüzde o binde 1 lerdeki ihtimalin o anda gerçekleşmesi ve genelde bunun sizin aleyhinize gerçekleşiyor olmasının acaba bu senaryoyu düşünerek telepatik gücünüzü kendi aleyhinize çalıştırıyor olma ihtimalinden mi kaynaklanıyor?
Yapılan bir araştırma sonucunda düşündüğünüz kişinin sizi araması olayını telepatik güçle alakasının olmadığı tümüyle tesadüf olduğu teorisi ortaya çıkmıştır. Bu teoriyi anlamak içinde bilim adamı olmaya gerek yok aslında çünkü çok mantıklı bir açıklaması var! Bir insanın yılda 3 ila 5 bin kişiyi aklından geçirdiği saptayan araştırmacılar, bu 5 bin kişiden yılda ortalama 8-12 kişisinde bu “kalp kalbe karşı” durumunun gerçekleştiğini tespit etmişler. Bu durumda geri kalan 4900 küsür kişi için onlara geri dönüp ben seni düşündüm az önce beni niye aramadın diye sormamız gerekiyor!
Aslında sitenin adı gibi “Tavla ve Hayat” da iç içe. Nasıl ki düşündüğümüz kişi bizi aradığında bunu hemen kendisine ve etrafımızdakilere anlatıyorsak, tavla da 13 sayılık bir maçta, skor 12-12 iken son zarda rakibin attığı düşeş’i şansızlık olarak anlatıyoruz. Rakibin bu el öncesinde iyi oyunuyla almış olduğu 12 sayı veya kendimizin onun düşeşi’nden daha şanslı zarlarla almış olabileceğimiz 12 sayının adı geçmiyor.
İnsan beyninin rutin yerine istisna ve ilginçlikleri ön plana çıkarma dürtüsünden kaynaklanan bu durumu şansızlık adı altında isimlendirmemiz, aslında kozmik enerjimizi negatif yönlendirerek daha da şanssız olmamıza sebep olduğunu düşünüyorum.
Sonuç olarak telepatik gücünüzü kullanarak maalesef şampiyon olamıyorsunuz. Binde bir ihtimal turnuva finalinde sizin için de çalışabilir, rakip içinde. Her iki durum da zihninizde baştan kabul görmediyse, satranç önerebilirim!
“Kötü şans” hikayelerini bırakıp şansınızın ve şanssızlığınızın tadını çıkarmanız dileğiyle…
Taner Uçarer
arkadaşım hangi alemde yaşıyorsunuz bilmiyorum ama bildiğim tek şey var ise daha farkında olmadığınız, birisini andığında o kişinin araması tesadüfmüş,
kısaca bilimden anlatayım, kuantum kanunları kuartları gördüğümüzden koymadık yada sicimleri
gözlemler sonucu elde edilen bir kanundur, var olan her enerjinin mutlaka simetri bir karşılığı bulunur, siz birisini ansızım anmaya başladıysanız zaten o kişinin size karşı yönelmiş bir fiili hareketi olduğundandır,, yada tam tersi , bağlı olarak birini andığınızda o kişininde eksenine uğramış olursunuz, zaten hafıza dediğimiz şey de en az iki kişi ile paylaştığımız anı değil mi? soruyorum sana , tek başınayken ve hiç kimseye ait duygu beklemediğin bir zamanda , ne yaptığını hatırlıyor musun? Eğer hatırlıyorsan, biraz daha düşün, o anda duygu veya düşüncelerinle kiminleydin?
Selamlar,
Yorumunuz icin Teşekkürler. Dediginiz gibi ayni frekans yakalanildigi anda uzaktan etkilesim mümkün olmaktadir. Ancak, bu etkilesim bizim günlük hayatta kullandığımiz zihin vasitasi ile degil eterik bedenemiz ile olmaktadir. Dusunceyi devre disi birakmadan eterik beden yada üçüncü gozumuzu kullanma yetenegi malesef icinde bulundugumuz beden formlari ile mumkun olmamaktadir.
Anlatilan ornekte insanlarin istem disi olarak belki cogu kisinin kendisinin bile bilmedigi bir ozelligi sayesinde yapabilmektedir. Ancak bu ozelligimiz tavla oyununda zihin gucumuzle kendi lehimize aktif edebilmemiz mumkun degildir. Kanal acilmasi icin zihnin devreden cikmasi gerekirken tavla oynarken derin hesaplamalar yapıldığından zihnin yogun sekilde devrede olmasi gerekmektedir. Mumkun olmama sebebi budur aslinda.