Martha Ghio ‘nun röportajı:
Şimdiki No.1 Tavla Devi Falafel 2013 San Antonio Tavla Turnuvası ‘nda bizimle tavla hakkındaki bazı düşüncelerini paylaşmak üzere bir mola verdi. İsrail asıllı oyuncu yıllardır dünyanın en iyi oyuncularından biri olarak kabul edilmekte. Tavlanın daha iyi bir dünyaya ulaşmaktaki rolü hakkında neler düşünüyor. Dinleyin görün. İsterseniz yazı olarak da okuyabilirsiniz.
Martha: Merhaba Tavla Dostları. Bu akşam benimle eşsiz Falafel var. Bizimle bazı düşüncelerini paylaşacak. Çocukken tavla oynadınız mı?
Falafel: Hayır çocukken tavla oynamadım. Esasında 13 yaşında kurallarını öğrendim. Ancak o zamanlar sadece satranç oynardım. Yıllar sonra 25 yaşımda New York ‘da tavla oynamaya başladım.
Martha: Tavlaya ilginiz yok muydu?
Falafel: İlk başta satranç oynuyordum. Sonra tavlayı keşfettim ve tavlaya aşık oldum. O günden beri tutkun halde hiç ara vermeksizin her gün oynuyorum.
Martha: Bir süredir kuvvetli bir oyuncusunuz.
Falafel: Biliyorsunuz ki oyunu çalıştım. Benim yöntemim diğerlerininkilerle karşılaştırınca biraz alışılmışın dışında oldu. Temel olarak tüm yaptığım oynayıp pratik yapmak ve sonra oyunlarımın üzerinden geçip analiz etmek oldu. Bu benim pratiğimi canlı tutmak ve oyunumu ilerletmek için yöntemlerimden birisi oldu. Ve ilerledikçe diğer üst seviye oyunculardan geri bildirimler aldım. Bu benim iyi bir oyun seviyesi sürdürmeme yardımcı oldu. Ve bunları böyle de sürdürüyorum. Her zaman yeni şeyler öğrenmek için fırsat kolluyorum. Mesela bugün Phil ve Mochy ‘nin seminerlerine katıldım. Benim için de değerli dersler içeriyorlardı. Yani hiçbir şeyi hafife almıyorum ve nereye gidersem hep açık fikirli olmaya çalışıyorum.
Martha: Özel bir çalışma rutininiz var mı?
Falafel: Hayır, özel bir şey yapmıyorum. Sadece olduğum halimle geliyor ve kazanabildiğim kadar oyun kazanmaya çalışıyorum. Öncesinde tavla açısından formda olduğumdan emin oluyorum. Turnuva esnasında ise sadece odaklanmaya ve konsantrasyonumu sürdürmeye çalışıyorum. Her seviyeden her oyuncunun oyununu ilerletmesi için yapabileceği üç şey şunlardır. Birincisi tavla masasında olan biten şeylerin ve rakibinin farkında olmak, ne sevdiğini, eğilimlerini ve ne düşündüğünü bilmek. Bunların farkında olmanız size oyun içerisinde daha iyi karar verebilme şansı verecektir. Bunu belirtmişken bir oyun planınız olduğu sürece doğru hamleye ya da daha iyi hamleye ulaşmanız her zaman daha kolay olur. Düşündüğünüz sürece yani yaptığınız hamlenin arkasında bir düşünce olduğu sürece, daha iyi bir hamle yapmak için daha çok şansınız olur. Bunlar iki önemli şey ve sonra üçüncü olarak söyleyebileceğim ise kendinizi yetileriniz hakkında güvende hissetmeniz ve kontrolün sizde olduğunu bilmenizdir. Bu şekilde sizin için daha kolay olacaktır ve sonuçlarınız her zaman daha iyi olacaktır. Tavla hakkındaki iyi şey, hani bütün dünyada sürekli çatışmalar, savaşlar, ön yargılar sürerken, tavlanın yaptığı bir şey de bütün değişik ırklardan ve milletlerden insanları biraraya getirmesidir. Sanki bir şekilde eninde sonunda hepimizin birbirimize benzer olduğunu gösterir. Bunu aklımızda tutarsak, hepimiz bu şekilde ilerler ve benzeri deneyimlerimizi paylaşabiliriz. Bu da bizi birleştiren bir geleceği, dünya barışını ve anlayışlı olmamızı oluşturacak, hepimizi oluğumuz gibi kabul etmemizi sağlayacak bir ortam yaratmaya yardımcı olur. Bu geleceğin yolunu döşeyecek şeydir. Bu yüzden tavlayı herkes için bir oyun olarak kesinlikle tavsiye ediyorum.